Online randevu

Duygular

Duygular

William James 1884 yılında, “duygu nedir?” sorusunu ortaya atmıştır ve bir buçuk asır sonra psikologlar bu soruyu sormaya devam etmektedirler. Duygu, bedenimizin yaşadığı olayın algısıdır, diğer bir deyişle, kişi ormanda karşısına bir ayı çıktığında vücut kaçış hazırlığı sırasında kalp atış hızını artırabilir. Kişi daha sonra bu fizyolojik deneyimi hissedebilir ve onu korku olarak yorumlayabilir. Bu nedenle, vücudumuzun çevrede bulunan bazı uyaranlara fiziksel olarak nasıl tepki verdiğini algıladığımız duygudur. Duygular, ruh halleriyle aynı şey değildir. Ruh hali, bizi belirli bir şekilde tepki vermeye yatkın hale getiren bir durumdur. Örneğin, morali bozuk bir kişinin bir kayaya takıldığında rahatsız olma olasılığı daha yüksektir. Keyfi yerinde olan birinin olaydan keyif alması daha olasıdır. Genel olarak, duygular bir olaya verilen tepkilerdir, ruh halleri ise olay öncesinde ve olay boyunca mevcuttur. Duygular kendi başlarına ne iyi ne de kötüdür. Bunlar basit reaksiyonlardır. Bununla birlikte, duygularımıza göre hareket etme (veya etmeme) şeklimiz, refahımızı güçlü bir şekilde etkileyebilir.

Peki, duyguları yaşarken bedenimizde neler oluyor?

Duygularımız, limbik sistem adı verilen bir grup beyin yapısı tarafından kontrol edilir. Limbik sistem, duygusal durumlarımızı harekete geçiren kimyasalları serbest bırakır. Hissettiğimiz duygunun türü hangi kimyasalların salındığına bağlıdır. Örneğin oksitosin hormonu aşk duygularını yaşamamızı sağlar. Duygular sadece zihinsel durumlarımızı yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda vücut kimyamızı ve işleyişimizi de değiştirir. Örneğin korku hissettiğimizde sempatik sinir sistemimiz devreye girer. Göz bebeklerimiz genişler, nabzımız yükselir ve terlemeye başlayabiliriz. Tersine, bedensel durumlarımız da duygularımızı etkileyebilir. Kızgınsanız veya korkuyorsanız, parasempatik sinir sistemini harekete geçirmek için derin nefesler alabilirsiniz. Bu sistem kalp atış hızınızı yavaşlatır ve sakinleşmenize yardımcı olur. Her duygu türü, bedende bir yansımaya sebep olmaktadır. Örneğin, öfke, kişinin başının, göğsünün ve kollarının faaliyetinde büyük ölçüde artışa neden olabilir. Başka bir deyişle, ağır nefes alma, avuç içleri terleme ve kızarık yüzler gelişebilir. Bu arada, tiksinti yaşayan insanlar boğazlarında ve karınlarında daha fazla aktivite yaşayabilir (mide bulantısını gibi). Mutluluk ise tüm vücudun aktivitesinde artışa neden olan tek duygudur diyebiliriz.

8 temel duygu vardır. Üzüntü, şaşkınlık, korku, güven, sevinç, beklenti, tiksinme, öfke